Erdinç Üçkaya
Bana olmaz deme
16/01/2016

Yıl 1971
On yaşındayım ve yaz aylarında çıraklık yapıyorum.
Çalıştığım iş yerinde ki ustam İsmail abinin Avukat arkadaşı vardı.

Bir gün ziyaret için iş yerine gelmişti,adamın hali benim dikkatimi çekmişti,çok zayıf çelimsiz simsiyah kuru birisiydi.o günkü aklımlımla Avukatları kafamda daha değişik biri olarak daha iri yarı olarak canlandırıyordum, daha sonra ismail abiye sordum; ”bu adam neden böyle diye”. Bana böbrek hastası diyaliz makinasına giriyor çok sıkıntıları var diye söylemişti.

Diyaliz kelimesini o gün duymuştum.

 

Diyaliz nedir, neye yarar hiç bir bilgimde, ilgimde yoktu ama ,kafamın bir kenarında  yerleşmişti.

Spor yapmaya  top oynamaya kendimize göre sağlıklı yaşamaya çalışıyorduk.

Daha sonra arkadaş çevresi  birazda özentilikle sigara ve alkole başladık 30-35 yıl gibi bir süre iki kardeşi (alkol ve sigarayı)biribirinden ayırmadık...

 

25 yaşlarındaydım arkadaşlarla işyeri kapısının önünde dururken biri sanki arkadan belime hançer saplamış gibi acıdan kıvranmıştım.
Arkadaşlar hastaneye kaldırdılar ve bir böbrek taşıyla hastalığımız başlamış oldu. 

Tedavi ilaç derken taşı düşürdük.

Fakat bizde gençliğin verdiği enerji ile bir şey olmaz havası hakim,  hiç bir şeye dikkat etmeden normal hayatımıza devam ettik.

Perhiz yapmadık dikkat etmedik bünye yapıyor diye senede 5-6 kez taş düşürür olduk.

Düşürdüğümüzü düşürüyorduk düşüremediğimiz ise Biz düşürüyoruz zannederken taş içeride büyüyormuş.

Ben artık ağrılara dayanamaz oldu.

 

Doktora gittiğimizde  bize artık yapabilecek bir şey yok koca taş seneler içerisinde  böbreği çürütmüş.

Ameliyetla o böbreği alacağız dediler.Yapacak bir şey yoktu ameliyatla taşı aldırdık.

Ondan da sonra tek böbrekle  sıkıntı yaşanmaz  dediler.

Biz de kaldığımız yerden aynı  tempo ile hiç bir şeye dikkat etmeden normal yaşantımıza devam ettik.

 

2003 yılında ilk kalp krizi ile karşılaştım ve ilk stendi taktılar. Bu arada biraz perhiz yapmamı bol su içmemi önerdiler.
Fakat biz bildiğimizi okuyor ve önerilenleri yapmıyoruz.

Bu arada alkol ve sigarayı da

bırakamamıştım. 2004 -2007 arası  tek kalan böbreği de maalesef imha ediyordum.

 

2009 yılında da tek kalan böbreğimde sıkıntılar başladı. 3-5 gün tedavi amaçlı hastanede yatmıştım. Böbrek ultrasyonunda aort damarında  genişleme tespit edilerek apar topar ameliyata aldılar.
Bayağı sıkıntılı günler geçirdim. İki kötü kardeşi sigara ve Alkol’lü bırak kendine iyi bak, bol bol su iç, tuzdan şekerden uzak dur diyorlardı.

Ama yapılan önerilere pek kulak asmıyordum.

Bu arada üre Kreatinim yükselmiş ve diyaliz makinası  ile şubat 2014 yılında böylece tanışmıştım. Ve çocukluk yıllarımda  ismail abi’den duyduğum diyaliz kelimesi artık hayatımda bir parça olmuştu.
Bana bol bol su iç diyen doktorlar artık tam tersi az su iç diyorlardı.

Böbrek görevi görecek olan suni böbrek makinası (diyaliz makinası) ile yaşa yaşayabildiğin kadar demişlerdi.İşte böyle arkadaşlar.
Bana birşey olmaz diyordum hiç,işte bana da oldu adım Edinç.



1458 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Herkese Merhaba - 20/02/2017
Adapazarı istikametinde tren yolculuğumuz esnasında yaptığımız çalışmaların olumlu tepkilerini gördüm
Bana olmaz deme - 16/01/2016
Diyaliz nedir, neye yarar hiç bir bilgimde, ilgimde yoktu ama ,kafamın bir kenarında yerleşmişti.