Türkiye’de yasalara göre organlarımızı kendi özgür irademizle bağışlasak bile beyin ölümümüz gerçekleştiği zaman en yakınlarımıza yani ailemize  soruluyor ve o anda üzüntülü olan ailemiz “Hayır almayın organlarını” dese maalesef irademizle verdiğimiz bu karar geçerli olmuyor.. İnsan psikolojisine ne kadar aykırı bir durum... 

 Hangimiz bir yakınımızı  kaybetsek,en zor zamanda sorulacak en ağır soru olarak gelebilir bize. Kişi kendi kararı ile imza vermiş, organlarını bağışlayarak organa ihtiyacı olanlar için sevaba girmiş, bunun için gerekli olan organ bağış senedini imzalamış kartını almış hayırlı bir iş yapmış olmanın mutluluğuyla cebine koymuş ama hepsi çöp olabilir. Bu hayatta insan bedeninin fani olduğunu bilenler için bir fırsattır, müjdedir, sevinçtir organ bağışı...

. Organ bağış kartlarının organ yetmezliği sorununa katkısının sınırlı olduğunu, önemli olanın kişinin sağlıklı iken organ bağışı kararını vermesi ve bu konuda ailelerini bilgilendirilmesi yani vasiyet etmesi çok önemli.

 Genelde dini inançlardan ötürü cenazeye saygısızlık yapıldığı konusunda sıkıntılar yaşanıyor.. Vatandaşlarımız hayatını kaybettiğinde insanlar o anki matem havası içerisinde üzüntüleri ile cenazeye elletmek istemiyor. Yapılacak işlemin cenazeye bir eziyet olacağına inanıyorlar. Veya bu işlemin nakledilecek organın, nakledilecek kişiden doğabilecek günahların kendilerine yazılacağını düşünüyorlar. Yine örneğin 'Gözümü verirsem, gözüyle yanlış şeylere bakarsa' diyen bile var. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu tüm bu konularda aydınlatıcı bilgiler veriyor.. Din İşleri Yüksek Kurulu'nun delil olarak gösterdiği Maide Süresidir.. Kur'an'daki Maide Suresi'nin 32. Ayetindeki Bu ayet, ‘Kim bir kişiyi, bir kişi karşılığında olmaksızın veya yeryüzünde bir fesata karşılık olmaksızın öldürürse, muhakkak ki o bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de bir kişinin hayatını kurtarmak suretiyle yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur' der.

 Toplumumuzda organ bağışının önemi giderek daha iyi anlaşılıyor.Organ bağışlayanların sayısı, istenen düzeyde olmasa da arttığını görüyoruz.

 Organ bağış sayısının arttiğını belirten Türkiye Organ Nakli Vakfı Başkanı Sayın Eyüp Kahveci, yaptığı açıklamada, “organ nakli bekleyen hasta sayısının her yıl yaklaşık yüzde 20 civarında arttığını belirterek, hastaların yüzde 10'undan fazlasının organ beklerken hayatını kaybettiğini dile getirdi.Kahveci, beyin ölümü vakalarından organ bağışının yetersiz olduğuna dikkat çekti. Geçen yıl 2 bin 294 beyin ölümü bildiriminden 619'un da organ bağışında bulunulduğunu ifade etti

 2019 yılında yapılan operasyonlarda 3 bin 851 vaka ile böbrek ilk sırada yer aldı. 3 bin 730 kornea, 1776 karaciğer, 84 kalp, 33 akciğer ve 3 de pankreas nakli yapıldı.

 Sağlık Bakanlığı Organ, Doku Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Daire Başkanlığı verilerine göre de 22 bin 921 kişi böbrek, 2 bin 256 kişi karaciğer, 1553 kişi kornea, 1164 kişi kalp, 298 kişi pankreas, nakli bekliyor.

 Organ naklinin arttırması için hepimize tüm topluma görevler düşmektedir.Daha çok canlı vericili organ nakli yapıldığına şahit oluyoruz.Tabii ki bunu önemsiyoruz.Ama arzu edilen kadavradan bağışların arttırılmasıdır.Bu konuda en çok görev din görevlilerine Diyanet işleri Başkanlığına ki toplumu da yanlış inanışlardan  arındırarak doğru bilgilendirmeyi yapacak konu ile ilgili sivil toplum örgütlerine çok iş düşmektedir.STK’ların verimli olabilmesi içinde Bakanlığın her türlü desteğini esirgememesi gerekir