Organ ve Doku Nakli Samsun Bölge Koordinatörü Mehmet Kazak, Türkiye'de organ bağışıyla ilgili en önemli sorunun kadavradan organ bağışının azlığı olduğunu belirtti.Bitkisel Hayat ile Beyin Ölümünün Karıştırılması Organ Bağışına Engel Organ ve Doku Nakli Samsun Bölge Koordinatörü Mehmet Kazak, Türkiye'de organ bağışıyla ilgili en önemli sorunun kadavradan organ bağışının azlığı olduğunu belirterek, "Sosyal, kültürel ve dini nedenler ile ölen kişinin vücut bütünlüğünün bozulacağı endişesinin yanı sıra bağış sırasında bir diğer önemli sorun, hasta yakınlarının bitkisel hayatla beyin ölümü kavramlarını karıştırması" dedi. Organ ve Doku Nakli Samsun Bölge Koordinatörü Mehmet Kazak, Türkiye'de organ bağışıyla ilgili en önemli sorunun kadavradan organ bağışının azlığı olduğunu belirterek, "Sosyal, kültürel ve dini nedenler ile ölen kişinin vücut bütünlüğünün bozulacağı endişesinin yanı sıra bağış sırasında bir diğer önemli sorun, hasta yakınlarının bitkisel hayatla beyin ölümü kavramlarını karıştırması" dedi. Kazak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Organ ve Doku Nakli Samsun Bölge Koordinasyon Merkezi olarak beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin aileleri ve yakınları ile görüşerek organ bağışına ikna etmeye çalıştıklarını söyledi. Binlerce hastanın organ nakliyle hayata dönme şansı varken beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin yakınları ikna edilemediği için bu kişilerin organlarının toprakta çürüdüğünü belirten Kazak, "Beyin ölümü sonrası yaptığımız görüşmede aile onayı almak zorundayız. 'Organları ile insanlar hayata dönebilir. Karaciğeri, kalbi, böbreği ile organ bekleyen insanlarımız hayata dönebilir' diyoruz. Eğer aile izin verirse o bir kişi, yeri geliyor yedi kişiye yaşam şansı sunabiliyor" diye konuştu. "Bitkisel hayat" ve "beyin ölümü" kavramları Yurt dışında kadavradan organ bağışının yüzde 90'larda iken Türkiye 'de yüzde 25'lerde olduğuna dikkati çeken Kazak, şöyle devam etti: "Çok iyi hastanelerimiz, yoğun bakım ünitelerimiz var. Dünyadaki pek çok merkezden daha iyi nakil yapan hocalarımız bulunuyor. Başarı oranımız yüzde 90-95'lerde. Bizim en önemli sorunumuz kadavradan organ bağışının azlığı. Sosyal, kültürel ve dini nedenler ile ölen kişinin vücut bütünlüğünün bozulacağı endişesinin yanı sıra bağış sırasında karşılaştığımız bir diğer önemli sorun, hasta yakınlarının bitkisel hayatla beyin ölümü kavramlarını karıştırması. Hasta yakınlarına bu kavramları anlatmaya çalışıyoruz. Vücut bütünlüğü açısından ise oraya gelen ekip, cenazeye hürmet ediyor. Vücut bütünlüğünün bozulmaması için azami özen gösteriliyor. Cenaze estetik dikişle, kalp, mide ameliyatı olmuş bir kişinin görünümüyle aileye teslim edilir." Beyin ölümü tıbben ölüm demek Mehmet Kazak, beyin ölümü gerçekleşmiş bir kişinin tıbben öldüğünün altını çizerek, şunları kaydetti: "Beyin ölümü gerçekleşmiş kişi kendi kendine nefes alamaz, tekrar hayata dönme şansı yoktur. Bu kişinin diğer organları da 24-36 saat içinde fonksiyonlarını yitirecektir. Solunumu ancak makine yardımı ile yapabilmektedir. Kalbi dışarıdan verdiğimiz birtakım desteklerle, ilaçlarla atmaya devam etmektedir. Ne kadar oksijen, kalbi için ilaç versek de 24-36 saat içinde kalp, akciğer gibi diğer organlar da fonksiyonlarını kaybedecektir. Bu nedenle bitkisel hayatla beyin ölümünü karıştırmamak gerekir. Bitkisel hayattaki insan kendi kendine solunum yapabilir. Bu kişiler nadir de olsa aylarca, yıllarca sonra dahi iyileşebilir. Birisi bitkisel, 'hayat' var orada, diğeri beyin ölümü, 'ölüm' var artık. Bitkisel hayattaki kişi yıllarca sonra bile hayata dönebilir fakat beyin ölümü tespiti yaptığımız kişi tıbben ölmüş demektir." Beyin ölümüne birden fazla hekimin karar verdiğini belirten Kazak, "Beyin ölümü tespiti kolay yapılmıyor. Pek çok test yapılıyor, pek çok hekim arkadaşımız görüyor, en sonunda da yine beyin cerrahı, nöroloji, anestezi, yoğun bakımcı bakıyor. En az iki hekimin oy birliğiyle karar alınıyor. Dünyada ve Türkiye'de hiçbir vaka yok ki beyin ölümü teşhisi konulduktan sonra hayata dönsün. Komayla karıştırmayalım,bitkisel hayat veya komadaki bir insan yaşama dönebilir" ifadelerini kullandı. Sağlık Bakanlığının organ bağışını artırmak için önemli çalışmalar yürüttüğünü anlatan Kazak, Organ ve Doku Nakli Samsun Bölge Koordinasyon Merkezi olarak yaptıkları çalışmalara değindi. Kazak, "1,5 yıl önce Samsun'da 80 organ bağışçımız vardı, bu 8 bine yükseldi. Türkiye'de nüfusa oranla organ bağışında ilk beşteyiz. Çok iyi bir yerdeyiz. Son bir senede bölgemizde 44 donörden alınan 110 doku ve organ, hastalara ulaştırıldı. Bu kişilere yeni bir hayat şansı verildi" dedi.
|